Karerce Bir Işık Yaratmak
İlhami Sertkaya
Evet Karerce...
Eğer Karer'in yazılı tarihi ve arşivi olsaydı, bugün Karer'le bağdaşmayan
dayatmacı ve ön yargılı kimi kalemlerin üzerinde, etrafında dönüp dolaşan tek
Karerli olmaz, biz de 'siyah-beyaz' tartışmalara gerek duymazdık.
Karer
adeta yazılmamış tarihi, kültürü, edebiyatıyla adeta 'ben
bir hazineyim kurcalayın beni' diyor duyuyor muyuz? O yüzden ben 'tarihin
tarihsizliğine' vurgu yapmıştım.
Pircanlı Karamahmut'u, Şirnanlı Zeyno'yu, Ekmal'lı
(yanılmıyorsam adı Hıl olan) adamı, Ziyaretlerin efsanelerini, Cafran'ın
yazılmamış cesurluklarını, 'Fitıka Sılêmanê Weli' deki (Süleyman Veli'nin
düdüğü) anlamlı espriyi, Orman pekmez vakitlerinde oluşan edebi fıkraları,
eski eşkıya dönemlerinde adeta akıp kaybolmaya durmuş bir tarihi, sonbahar
yayla vakitlerindeki (Bane vakitleri) sohbetlerde çıkmış sözlü edebiyatı,
Korkan'lı eski sürgünlere kadar uzanan 'yitirilmiş yüzleri', Sağyan ve
Maskan’da sönmeye duran zengin ve tarih kokan söylenceleri... Daha buraya doğal
ki sığdıramayacağımız bir çok isim ve iz bırakmışlıkları yazıya
dökmez,
arşivi oluşmazsa, Karer hazinesi kaybolma riskiyle karşı karşıya kalır.
Bilemediğimiz daha çok ieyler var Karer'e ait.
Bin dokuz yüz yetmiş dörtte, Çanakale'nin Biga
ilçesinin bir köyünde Karerli, soy ismi sanırım 'Göze' olan bir aileye
misafir olmuştum. Kırkanlı yaşlı adam Hasan dede, 'Hesene Qırkan' bana 1925
yıllarındaki çalkantıyı analtmıştı. Zar zor aklımda kalmış anlattıkları.
Benim de o zamanlar ne bir arşiv bilincim vardı, ne de bu tarihin
kendisi olan anlatımların önemini kavramamıştım.
'Macirlik' dönemlerindeki o trajedinin içinde,
koca bir Karer tarihi saklıdır. 'Ceylan derilerinde' yazılmışları
bulmakta maalesef umudum zayıf. Son yüz yılın dehlizlerine bir yolculuk yapsak,
orada Karer rengini adeta kurcalanmadığı için, kilitleri 'paslanmış'
bile olsa, Karer tarihinin hazine sandıklarına ulaşabiliriz.
Her ne kadar bu iş tarihçilerin,
araştırmacıların işleri bile olsa, kaynak yine yaşanmışlıklardır.
Tarihçilerin, araştırmacıların da dayanacakları kaynaklar, bu
yaşanmışlıklardır, insanlardır. Her Karerli bazı 'fırtınalı yaşanmışlıklar'
diyelim yaşamamışlarsa bile, mutlaka eskilere dair duymuşlukları olmuştur.
İşte
bunları yazmak, not almak, unutmamak gerekir demek istiyorum.
İşte bunun için kurumlaşma, bunun için dernekleşme....
Dayanışmak, Karerin sesinin duyulması,
yaşatılması için Kurumlaşmak gerekiyor. Kendi sorunlarını,
kendilerinin çözebilmesi için kurumlaşmak.
'Festival' tartışmaları ile başlayan, dernek girişimleriyle somutlaşan bu
çabayı selamlıyorum. Karer derneğinin oluşması için bir Karerlinin sadece
'selamlaması' biliyorum yetmiyor, çünkü kurulacak dernek Karer'in ve
Karerlinin kendisidir. Karerliler birikimleriyle, tecrübeleriyle,
yapabilecekleriyle bu oluşacak derneğin çalışmalarına katılmalıdırlar.
Kendileri için, Karer için, kendimiz için.
Yeni nesil bizden daha çok olanaklı bugün.Bu
olanaklarına bilgiler aktarmalıyız.
Dağınıklıklar içinde kaybolmaya alınan yolu, terse çevirmeliyiz. Avusturalya,
Amerika'ya kadar dağılmış Karerlinin siyasi düşüncesi kendisine ait,
fakat Karer, bütün Karerlilerin adresidir. Karerlileri Karer’le
buluşturmak bir çok boşlukları doldurabilir, 'terslikleri' durdurabilir.
Alışagelmiş dernekçiliklerden ve küçük hesaplardan
arınmak, kapsamlı, toleranslı, Karerlilerin karşısında anlamsız
tartışmalara yol açacak 'zan altında' kalabilinecek, güvensizlik yaratacak
davranışlarda bulunmayacak kadar olgun davranışlara ihtiyacımız var.
Karer kooperatifi ile ilgili ilk toplantının Korkan
okul lojmanında olduğunu hatırlıyorum. Yaklaşık sekiz on kişiydik. Yetmişli
yılların başlangıcıydı. (tam yılını hatırlayamadım) Güzel bir atmosferde
geçmiş, Kooperatif kurulmuştu. Bazı tartışmalar gölge düşürmeye yönelik
olsalar bile... Bir olgun hava, bir içten çaba iyi bir sonuç vermişti.
Hiç bir çabanın, oluşumun 'Mükemmel'liğini kimse beklememeli. Fakat
çabalar eğer olgun ve içten olursa mutlaka olumlu sonuç verir.
Biz bu olumlu sonucu yaratmak zorundayız.
Bu iş,
naza ya da hatır ve zorlayıcılığa da gelmez. Birikimi olan her Karerli,
'elini taşın altına koymalı'.
Tecrübeli, birikimli kereliler bir hayli. Buna eminim.
İşte bu birikimleri ve tecrübeleriyle dernek oluşumuna
katılmalıdırlar. Yani olgun, toleranslı, kapsamlı ve geliştirici
yaklaşımlarla…
Yani Karerce Karer için bir ışık yaratmak.
Başlanan bu hoş pratiğin içinde olmak, geliştirmek
yaymak.
Bir iş, yapılmak, gerçekleştirilmek için
konuşulursa anmalı olur. Karer derneği girişiminde bulunan arkadaşların
samimi ve içten olduklarının ilk adımı attılar.
Şimdi sıra, bu atılan adıma adımlarımızı katmaktır.
Dernekleşmek,
'Festival' de dahil bir çok sorunu kapsıyor. En önemlisi, 'Kabul
görülmek zorunda' , demokratik bir çabanın 'Karer' adresidir oluşacak
olan.
Az şey değil.'Global' dünyada, bu bilgi çağında, her yöre,
ülke, coğrafya gibi, Karelilerde kendilerini ve Karer’i özgürce
ifade etmek isterler ve bu çok doğal bir haktır.
Fakat kurumlaşma olmazsa olmaz.
İşte dernek girişimi bu boşluğa cevap olacak.
İhmale gelmez. Karer başka nasıl sevilsin?
İlhami
sertkaya
22-9-2005
|