TUTSAK SEVGİLER 04.06.02
Ya da SEVGİLERİ TUTSAK...kendi
sevmelerimizi ‘sevgi’ diye başkalarına dayatsak. Bizim ruhumuzu derinlerde okşayan ‘narin’liklerin
penceresinde bakıp, dünyayı, insanları, olmasını istediğimiz gibi görmekle kalmayıp, öyle
olmaları için ölçütlerimizi ‘tek geçer akçe’diye başkalarını buna zorlasak...kendi dilinizde
konuşmayı, okumayı, gülmeyi, türküler dinlemeyi, tiyatrolar seyretmeyi doğal olarak seversiniz ve başkalarınına
da bu sevgi hakkınızı dayatırsanız, buna da ‘vatan ve devlet için’ yapıyorum derseniz
ne olur? Sevginiz için başkalarının sevgilerini ipotek altına
alır ya da yasaklarsanız ne olur? Kendinize bu soruyu sorup vijdan duygusuyla
hiç hesaplaştınız mı acaba? Eğer hesaplaşmamışsanız ya da hesaplaşmaktan
korkuyorsanız, işiniz zor. Çünkü sevginizi başkalarına dayatmışsınız ve bu dayatmaların
davet ettiği yasak sevgilerin eli sizin yakanızdadır. Sen diyelim
orta Asya’da gelmiş olabilirsin. Ben orta Asya’da gelmiş gibi görünmek zorunda mıyım? Sen
türk ya da başka bir milletten olabilirsin. Ben,bana yaşam hakkı verilsin diye senin milliyetindeymişim
gibi yalan atmak zorunda mıyım? Yaşama hakkım neden senin elinde olsun? Sen doğal olarak kendi regini,
kimiliğini sever, kendine ait olan duygularını yaşayabilirsin. Ben de sana doğal olan, senin, senin
için doğal gördüğün haklara saygılı olmama rağmen, benim
için dogal olan hakları inkar edersen ne olur? haydi ben de senin yakanda tutayım ve diyeyim ki, benim dilimi illah
ki konuş, benim duygularımı yaşayacaksın, benim sevdiğim ve ruhumu okşayan tüm öz benliğimi,
maneviyatımı kabul etmek zorundasın..bunu ister misin? Kim bunu ister ki sen istiyesin? Peki sana ait ve sana
hak olanın hakkını kulanmak isterken doğal da, bana neden bu hakkı yasaklıyorsun? Devlet olduğun
için mi? Benim kimliğimi, dilimi, kültürümü, edebiyatımı, tarihimi gasp etmek hakkını, devlet olmuşluğunla
görmemişler ve insaniyetten uzak kalmışlıgının geregi olarak anlamak istersen, yüz devletin
olsa ne yazar?
Bu ne lanet ‘sevgi’,
bu ne mantık...?
Tutsak sevgiler... ya da sevgileri
tutsak eden ‘sevgiyi’ sevmek zorunda mıyım? Kaderime mudahale ediyorsun ve baştan yaptığın
bu gaspın insani olmayan şartları içinde, ‘kuşatmalarımla mudahalemle, seni inkar eden kanunlarımla,
kurallarımla beni sev’ diyorsun.’kendi sevmelerini bırak, benim sevmelerimi sev’ diyorsun.
Yetmişi aşkın yıldır
öyle diyor, öyle dayatıyorsun.
İnsani duygulara sahip olan
kimi sevdirdiniz ki kendinize, bizi de inkarımızın kendisi olan bu karartma sevgine sevindiresiniz?
X x
x x x
En anlamlı, en kutsal sevgi
gönül sevgisidir. Burada hiç bir küçük hesap, hiç bir iki yüzlülük, hiç bir sevgi dayatması ve ipotek altına alma
yoktur. Olsa, bu da yaralanır. Hiç bir tek yanlı mudahale, tek yanlı sevgi, gönül sevgisinin duygularına
giremez. Bu gerçek, her alanda böyledir. Bu sevginin politik ve toplumsal alandaki adı demokrasidir. Çünkü demokrasi,
toplumsal bir projenin, sistemin adı olduğu gibi, bir evrensel kültürdür de. Çünkü demokrasi, insanların kendi
asıl tercihlerini istedikleri gibi yapmanın kendisidir. Bir rengin bir başka rengi karartmak için kulanılması
asla değildir. Bütün renklerin özgürce kendilerini ifade etmelerini saglar. Politik rüşvetinizi, sosyal hilebazlıgınızı
yaparken, kendiniz için ‘kayırma’ anlayışının başkalarının aleyhine olması,
sizin çirkin duygularınız içindir sadece. Bir kumarbaz, tembel, ve ‘erkek eğemen’ kültürünün alışkanlıkları
ımtiyazıyla az da sapık olan bir adamın mahkemeleştiği eşi ile boşanma davasında,
kadına ‘sevgi’ diye yaşattığı acılara karşı kısaca ‘Ben erkeğim’
diyordu. Yani ‘hakkım var, severim de döverim de’..ve burada tek yanlı bir sevginin kuralları çizilmiş.Diğeri
ise onun sevgisi hatırına onun çizdiği kuralları uygulamak zorunda bırakılmıştır.
Bu mantık size neyi çağrıştırıyor sevgili okurlar?
Ülkeyi ‘sevdiği için!’
köyleri yakanlar, cesetlerle övünüp poz verenler, çeteler çıkarıp insanları katledenler, darbe yapanlar, milyarları
dağa taşa savuranlar....
‘Ben devletim... benim sevmelerim
geçerlidir.....’
‘Ben erkeğim’
diyor adam..’ benim sevmelerim önemlidir..’
Güç ile sevgi çok farklı şeylerdir,
karıştırmayın beyler... sevginin gücü, ‘gücün gücünden’ çok daha güçlüdür...
İlhami sertkaya
|
|