LİNÇ
KÜLTÜRÜ
İlhami Sertkaya
Eğer 'ayda' değil,
Türkiye'de yaşıyorsa insan, bu başlıkta hemen bu vahşet sahnelerini ve
insanlaşmamışları hatırlar... Tabi yerlerini de...
Burası da Rize... yani başka bir Trabzon, Eskişehir, Madımak... Her kes
kendisine yakıştırdığını, doğru bulduğunu yapar övünerek. Linç
kültürünün çok uzun bir tarihi vardır. İslam’da 'Recm' olarak hukuki
statüsünü maalesef oluşturan linç kültürü, hayatın değişik
alanlarından, değişik gerekçelerle süren soyumun bu vahşet manzaralarının
içinde 2005 yılındayız. TAYAD'lı bir gurup insanın dağıttığı masumane bir
bildiriye karşı sokaklara dökülen 'linç'cilerle, dili olmayan
hayvanların kıyamını düşünüyorum.
Afganistan'da Taliban yönetiminde, başörtüsünü açıp bir erkeğe baktığı için,
kız kardeşini alıp evin kenarında kurşunlayan adamın, kamera
karşısında, yaptıklarını övünerek anlattığı manzarayı düşünüyorum.
AKP’li belediye başkanının linçi övünerek anlattığı o dilin aklını
düşünüyorum. Eğer 'ramazan bayramımız kutlu oluyorsa' bütün bunların neden
'doğal olmamasını' düşünüyorum.
Xızır orucuna 'kutluluk' mesajlarını asla göndermeyenlerin, ramazan bayramına
kutluluk mesajlarını çekenlerin neden kendilerini bu kadar aldattıklarını
düşünüyorum. Linç gösterilerine katılanların bir tekinin ezberletildiği gibi
'burjuva çocuğu' değil, 'emekçi, işçi, yarı aç, tam teneke' çocukları
olduklarının gerçekliğini tekrarlamayı daha düşünüyorum. Kürtlerin kellesine
para koyan Zarkavi'lerin 'direnişçi' olduklarını söyleyen zavallı 'anti
emperyalistci'lerin, bu garipliklerinin Linç gösterilerine katkı sunduklarını
daha nedense' anlayamadıklarını düşünüyorum.
Madımak vahşetine bir tv programında kendisine konu ile ilgili sorulan soruya
'ne diyeyim, bir şey diyemem' diyen Musa Eroglu'ları daha 'saz tıngırtısı'
yaptığı için, 'baş tacı' yapanların hallerini düşünüyorum.
Gördüklerini değil de, bildiklerini okuyan lanet bir dogmatizme esir olmuş, o
yüzden marjinallikten kurtulamayan 'demokrasi savunucularının!' bu sırt
boşluklarına binip iktidara gelen 'Kasımpaşa rambo'larının 'linç keyiflerini
düşünüyorum.
Bütün bunlara müstahak olan bir halkı düşünüyorum...
Haklı, ama sessiz kalanların bu sessizliklerinin davet edeceği daha
nice linc'leri düşünüyorum. 'Susma sustukça sıra sana gelir'
diyenlerin, kollarını kanatlarını bağlayan marjinalliklere ve gerçekçi
olamadıklarına işaret ederken, anlamak yerine 'lincci'leri bırakıp,
unutup benimle tartışma diye 'geyik sohbetlerine', anlamsız polemiklere girenleri
düşünüyorum. Linç gösterilerine övünerek çıkanların insanlaşmadıklarını,
sizin insani söylemlerinizi ciddiye asla alacak bir kültürden mahrum
oldukları için, sadece caydırıcı bir güç oluşturmaktan başka çarenin
olmadığını belirtirsem, kimileri belki beni 'şiddet hayranı' gibi
anladıklarını düşünüyorum. Onlara her seferinde başka bir çareyi
belirtmelerini söylerken hep cevapsız kaldıklarını düşünüyorum. Fakat şu
söylemleri hiç düşünme gereğini duymuyorum mesela; 'halk bilinçsiz
bilinçlendirmek lazım...!'
Hayır hayır... 'kazın ayağı öyle değildir'. Kimse kendisini kandırmamalı...
'Biz' de az hatasız değiliz...
Ramazan orucunu tutmayanlar, 'tutuyormuş' gibi göründükçe, 'şeker' bayramını
kutlamayanlar, kutluyormuş gibi davranışlara girdikçe, kendi
bayramlarını kutlama mesajlarını asla göndermeyenlerin kutladıkları
bayramlara kutlama mesajları gönderdikçe, Madımak'ları ateşe verenlere karşı
sessiz kalanları 'baş tacı' yapıldığı müddetçe, 'davayı divana' havale
'ettiğimiz!' müddetçe 'biz'! de az hatalı değiliz.
Tahammül etmek kültüründen yoksun zihniyet sahiplerine, tek yanlı
tahammül gösterildiği müddetçe... Bu linçler ne ki...
Duyuluyor muyum bu linçlerin toz duman manzaraları içinde? Belki kimilerini
düşündürebileceğimi düşünüyorum. Belki...
İlhami Sertkaya
5-11-2005
|
LİNÇ
KÜLTÜRÜ
İlhami Sertkaya
Eğer 'ayda' değil,
Türkiye'de yaşıyorsa insan, bu başlıkta hemen bu vahşet sahnelerini ve
insanlaşmamışları hatırlar... Tabi yerlerini de...
Burası da Rize... yani başka bir Trabzon, Eskişehir, Madımak... Her kes
kendisine yakıştırdığını, doğru bulduğunu yapar övünerek. Linç
kültürünün çok uzun bir tarihi vardır. İslam’da 'Recm' olarak hukuki
statüsünü maalesef oluşturan linç kültürü, hayatın değişik
alanlarından, değişik gerekçelerle süren soyumun bu vahşet manzaralarının
içinde 2005 yılındayız. TAYAD'lı bir gurup insanın dağıttığı masumane bir
bildiriye karşı sokaklara dökülen 'linç'cilerle, dili olmayan
hayvanların kıyamını düşünüyorum.
Afganistan'da Taliban yönetiminde, başörtüsünü açıp bir erkeğe baktığı için,
kız kardeşini alıp evin kenarında kurşunlayan adamın, kamera
karşısında, yaptıklarını övünerek anlattığı manzarayı düşünüyorum.
AKP’li belediye başkanının linçi övünerek anlattığı o dilin aklını
düşünüyorum. Eğer 'ramazan bayramımız kutlu oluyorsa' bütün bunların neden
'doğal olmamasını' düşünüyorum.
Xızır orucuna 'kutluluk' mesajlarını asla göndermeyenlerin, ramazan bayramına
kutluluk mesajlarını çekenlerin neden kendilerini bu kadar aldattıklarını
düşünüyorum. Linç gösterilerine katılanların bir tekinin ezberletildiği gibi
'burjuva çocuğu' değil, 'emekçi, işçi, yarı aç, tam teneke' çocukları
olduklarının gerçekliğini tekrarlamayı daha düşünüyorum. Kürtlerin kellesine
para koyan Zarkavi'lerin 'direnişçi' olduklarını söyleyen zavallı 'anti
emperyalistci'lerin, bu garipliklerinin Linç gösterilerine katkı sunduklarını
daha nedense' anlayamadıklarını düşünüyorum.
Madımak vahşetine bir tv programında kendisine konu ile ilgili sorulan soruya
'ne diyeyim, bir şey diyemem' diyen Musa Eroglu'ları daha 'saz tıngırtısı'
yaptığı için, 'baş tacı' yapanların hallerini düşünüyorum.
Gördüklerini değil de, bildiklerini okuyan lanet bir dogmatizme esir olmuş, o
yüzden marjinallikten kurtulamayan 'demokrasi savunucularının!' bu sırt
boşluklarına binip iktidara gelen 'Kasımpaşa rambo'larının 'linç keyiflerini
düşünüyorum.
Bütün bunlara müstahak olan bir halkı düşünüyorum...
Haklı, ama sessiz kalanların bu sessizliklerinin davet edeceği daha
nice linc'leri düşünüyorum. 'Susma sustukça sıra sana gelir'
diyenlerin, kollarını kanatlarını bağlayan marjinalliklere ve gerçekçi
olamadıklarına işaret ederken, anlamak yerine 'lincci'leri bırakıp,
unutup benimle tartışma diye 'geyik sohbetlerine', anlamsız polemiklere girenleri
düşünüyorum. Linç gösterilerine övünerek çıkanların insanlaşmadıklarını,
sizin insani söylemlerinizi ciddiye asla alacak bir kültürden mahrum
oldukları için, sadece caydırıcı bir güç oluşturmaktan başka çarenin
olmadığını belirtirsem, kimileri belki beni 'şiddet hayranı' gibi
anladıklarını düşünüyorum. Onlara her seferinde başka bir çareyi
belirtmelerini söylerken hep cevapsız kaldıklarını düşünüyorum. Fakat şu
söylemleri hiç düşünme gereğini duymuyorum mesela; 'halk bilinçsiz
bilinçlendirmek lazım...!'
Hayır hayır... 'kazın ayağı öyle değildir'. Kimse kendisini kandırmamalı...
'Biz' de az hatasız değiliz...
Ramazan orucunu tutmayanlar, 'tutuyormuş' gibi göründükçe, 'şeker' bayramını
kutlamayanlar, kutluyormuş gibi davranışlara girdikçe, kendi
bayramlarını kutlama mesajlarını asla göndermeyenlerin kutladıkları
bayramlara kutlama mesajları gönderdikçe, Madımak'ları ateşe verenlere karşı
sessiz kalanları 'baş tacı' yapıldığı müddetçe, 'davayı divana' havale
'ettiğimiz!' müddetçe 'biz'! de az hatalı değiliz.
Tahammül etmek kültüründen yoksun zihniyet sahiplerine, tek yanlı
tahammül gösterildiği müddetçe... Bu linçler ne ki...
Duyuluyor muyum bu linçlerin toz duman manzaraları içinde? Belki kimilerini
düşündürebileceğimi düşünüyorum. Belki...
İlhami Sertkaya
5-11-2005
|
|