GARİP HALLER
Adam uzun kış
gecelerinin birinde leyla mecnun efsanesini anlatmaktadır. Sabaha dogru doyurucu bir hazla etraftailerinin kulaklarına
‘dengbej’ce söylemini bitirmektedir. Her kes teşekkür eder.
Fakat içlerinden ( şükürkü fazla degil sadece) biri var ki, şunu söyler bogaz patlatan adam:
-Bra çok sagol,
sayende iyi bir hikaye dinledik ağzına saglık, fakat şu bahsettiğin mecnun erkek miydi, bayan mı?
Adam, içinden
bu garip soruya gülerek,
-Merak etme,
onu da sana başka bir gece anlatırım der ve adeta sıfırdan başlama eziyetinden böylece kurtulur.
Yani sıfırdan
başlatmak.....
18 nisan Hürriyet
gazetesindeki Oktay ekşi’nin ‘ Türk müsün yaban cı mı’ başlıklı makalesini
okuyunca bu gariplik aklıma geldi. Bazen türkiyenin ‘hukuk devleti olmasa bile kanun devleti de mi değildir’
gibi gerçekci olma ihtimaline çağrışım yapan zik zaklar çizerken, bir bakarsınız, garip bir
yazı yazar ve onun aynı kişi olduğuna inanmak için ancak isminden çok bıyıklarından tanıma
ihtiyacı duyarsınız. Evet aynı adam ve bir kaç yüzü var.
Böyleleri bir haylidir türkiyede. PKK nin isim değiştirdiğine kafayı takmış, ve ‘otuz
bin insanın ölümüne sebep olma’ gibi o esas sebebin lanet siyasetini rantcılar sistemi aşkına gizleme
cambazlıgıyla ‘adam olamayacağının’ resmini çiziyor. Bu resimde, çete felsefesinin dumanlı
havayı özleyen kurtların can sıkıntıları var. Gerillalara ‘katil sürüsü’ diye edebsizce
hitap ederken, bunların sivil yaşama katılmaya hazır olmalarının açıklaması, içinin
yagını bu kadar eriteceğini pek çokları sanmazdı belki.Yani şimdi ordunun da ‘Charlının
melekleri’ olduğunu mu söylemek istiyorsunuz dünya aleme?.Yakılan yıkılan köylere, katledilen her yaştan insanlara, bombalanan köylülere, mezarları bile bilinmeyenlere
bakarak...Yani kürtlerin canı sıkılmış, ya da bozuk
plak gibi çokca tekrarlanan ‘dış güçlerin kışkırtmalarıyla’, kar kış ‘emriniz
olur’ deyip daga vermişler kendilerini, bunca acılara açmışlar yüreklerini...Picaso,
sergisini gezen Gestapo şeflerinden biri, ünlü ‘Quernıca’ tablosuna gözü ilişir.
İspanyanın bu yerleşim biriminin kendileri tarafından beton yığınınına çevirdiğinin
farkında bile olmadan Pıcaso’ya:
-Ne muhteşem
bir manzara, bunu nasıl yaptın der.
Yine sıfırdan
başlatan bir acılı soru. Pıcaso,gestapo şefinin gözleri içine diker anlamlı bakışlarını
ve:
-Bunu ben değil
siz yaptınız der. Acaba anlıyabiliyorlar mı Oktay ekşi gibileri? Bana sorarsanız aptal değiller
ve anlıyorlar. İşte gariplik de aslında burda ya...Şimdi ben kalkıp, askeriyle gerillasıyla
,siviliyle, her yaştan insanıyla ottuz bin insanın ölümüne sebep olan zihniyetin, inkar ideolojisi, ‘türk’
ten öte başka renklere, dile, kültüre, edebiyata tahammül edemeyen ve yasaklayan
sistemin kendisi olduğunu mu anlatmalıyım oktay ekşi gibilerine?. Ve daha o bildik uğursuz nakarat.
‘Türk üstün kimliği hamzetmek şartıyla’ diye inciler döküyor. Bu imtiyazı kimler sana, size
verdi bayım?. Senin de aynı makaledeki deyişinle ‘ ne güzel dünya’! değil mi?. Peki ben bir
anneme söyliyeyim beni acaba tekrar bir ‘türk’ olarak doğurma şansı var mı diye...! yapmayın,
rezilleşmeyin. ‘Kopenhang kriterleri’, ‘ avrupa birliği’ ‘çağdaşlık’
la bolca bahsedilen bu dönemde, o bildik ‘gizli el’! e yağdancılıksa niyetiniz, çarpılırsınız.
Değilse eğer,bütün bu söylemleri ne diye kullanıyorsunuz?. Bırak insanların kimliğiyle, dilleriyle,
kültürleriyle uğraşmayı ve ‘adam olma’ şansınız eğer kalmışsa deneyin.
Biliyoruz ,bu zihniyetle olan sena, senin gibilerine değil, türkiyeye oluyor. O çok sevdiğini sandığınız!
Türkiye’ye yani. Şimdiye kadar olduğu gibi.
Sizin gibilerine,
o garip hikayedeki gibi mecnunun bayan mı, erkek mi olduğunu sıfırdan anlatacak değilim. Biliyorsunuz.
Bilerek uğursuz zihniyeti sürdürüyorsunuz.
‘Kolay
gelsin’ demem bir şeyi değiştirir mi lehinize?
Yazık!
İlhami sertkaya
|
|