NEFRET

Hürriyet Gazetesi’nde çevre Bakanlığı’nın kurdistan kelimesi ile bir hayvanın bile adı olsa iğrenç tahamülsüzlüğünü okuyunca, açık söylemem gerekiyorsa, içimde, hallerimize bir neferet duygusu oluştu.

Kürdistanın kuzey coğrafyasından biri olarak bu nefret duygularımı okurlarla biraz paylaşmak istiyorum;

1920 lere kadar ne türkiye diye bir ülke, ne de türkçe diye bir dil yoktu.İnsanlık tarihinde seksen yıl, bir göz açıp kapama gibi kısadır.Bu kısa zamana, tarihsizliğin bir garip cilvesinin koca, köklü, bir tarihin, halkın, edebiyatın, uygarlığın, kimliğin, folklorun, dilin, ülkenin üzerinde yapay bir ülke  ve  yapay bir dil oluşturmasını, oluşturabilmesinin kurbanı olduğumuzun manzaralarının içindeyiz.

Burada ırkcılığın genel tanımını yapmak, türk ırkcılığını tarif etmeye asla yetemeyeceği gibi,onun dünyada asla eşi ve benzeri olmayan özgüllüğünü anlamak da olası değil.Hiç bir ırkcılık, kendisinin insani olmayan kan bağına dayalı saltanatını yaşatması için,başka ırk ya da halkları, ulusları inkar etmedi.Onlara ait kavramlar yok etmek için bu kadar çırpınmadı.Dünyada bütün ırkcılar, başka ırk halk ya da ulusları zaten kabul etmekle birlikte, onlara üstünlük kompleksi, psikolojidiyle yaklaştılar.Vurdular işgal, ilhalk ettiler, yaktılay kırdılar ama bu yakıp yıktıklarının, ilhak ve işgal ettikleri ülkelerin, halkların adını da koydular.(Bu ülkeyi biz işgal ettik, bizim kolonimizdir, sömürgemizdir) dediler.Fransa, İngiltere, Rusya, araplar, farslar, Portekizler, Hitler, Musolini,Hangi ırkcılığa bakarsanız bakın, soykırım yaptıgı halkın adını koydular.

İşte türk ırkcılığını, bütün dünya ırkcılığından ayıran iğrenc davranış bozuklukları buradadır.

O işgal eder,(kurtardık) diye okur.

Saldırır (meşru muhafaa) der.

İşgal ettiği halkı ve ülkeyi sömürgesi bile kabul etmez.Böyle bir ülke ve halk yoktur der...

Bu iğrenç ve sadece kendisine has karekterisliğnden dolayı, çok inkarcı, çok ahlaksız, çok zalim, çok yalancı, çok çifte standartlı, çok iki yüzlu ve acımasızdır.İnsanlığın tarih literatürüne (Barbar) diye geçmesi, başka nasıl izah edilebilinir?

Eğer dini inancım olsaydı tanrıya, (bize neden yapılan bu dünyada eşi görülmeyen barbarlığın zalimliğine seyirci kalabiliyorsun) diye isyan ederdim.O yüzden kendi anadiliyle tanrıya dua bile edilmesini yasaklayan bu babarlara karşı isyan etmeyen  din inanclı kürdden nefret ediyorum.İnsan hakları, ya da çevre, hayvan koruma etkinlikleriyle ilgilenip, (çevre bakanı!)nın ilgilendiği iğrenç ‘okuz-bokuz’larda, aslında kendisine küfür edilen, ilkin bir çevreci, hayvansever kürdün, bu küfürü kabul eder anlamında sessiz kalmasından, kendisinden nefret ediyorum.

Devletleşebilmiş bu kepazelikten, buna sebep olan şartların, politik çıkarı geregi destekleyen ve daha da taktik diye uğursuz tavizler vermeyi marifet sanan politik cambazlarımızdan nefret ediyorum.

Kürdistanın adına, halkının kimliğine, coğrafyasının isimlerine, hayvan isimlerine tahammül emeyen  bir ucube sistemin ucube ‘bakanını!’  insan sayan bütün anlayış sahiplerinden nefret ediyorum.

O bir insan değil ama bakandır evet..kendisine özgül karekteristiği olan türk ırkcı sisteminin bakanıdır.

Türk ırkcılığı, hedefine koyduğu kürdistan ve bütün değerlerini yok etmekle bina etmiştir.Onun için işe inkarla başlamıştır.Jöntürk’lerle başlayan bu uğursuz yapay tarihin mirası, elbette övünecekleri talan, işgal, ilhak ve kandır.’Fetih’leri bayram diye kutlamaları başka nasıl açıklanabilinir?Nihal Atsız’ların felsefesinden bina etmiş  bir T.C bakanının bu ve benzeri açıklamalarını 2005 yılında daha işitebiliyorsak, okuyabiliyorsak,o kulakların ve gözlerin  hiç bir insani sinyal veremediği sönük yüreklerden nefret ediyorum.

Kendisiyle bu kadar alay edilen bir halkın kimi politikacılarının ‘incik boncuk’yapay gündemler oluşturup kimi sitelerde biribirlerini adeta ‘tartışma’ diye yemelerinden nefret ediyorum.

Bana dünü anlat, ama yarın yapılması gerekenler için...bana bugünkü manzarayı tahlil et, ama alternatif bir analiz için, bana kendini de anlat, ama yapacagın işlerin için. Bana her şeyi anlat, ama sadece anlatmak için değil, yoksa senden de nefret ediyorum..

İlhami Sertkaya