imaj.ilhami.jpg

Düsüncenin fay hatti
Home
Düsünce ve Kolay Ezbercilikler
Aynayi Kendine Tutmak
Acayip Seyler
Aliskanliklarin Psikolojisi
Nuray Erenler ve Muratlarina Ermeyecekler
Linç Kültürü
Hiç Olmak
Manzaralar ve Biz
Karerce Bir Isik Yakmak
Bu Bir Borc Yazisidir
Su Insan Kizi de Garip
Karer Siteleri
Tarihin Tarihsizligi-2
Tarihin Tarihsizligi-1
Bulanik Sular ve incik Boncuk
Hallerimizden bazi haller
Durgun Gölleri Karistirmak
Tarih Masal Olsaydi
Kani Yado
Lozan Ve Oynanmis Kaderimiz
Ne gariptir bu Insanoglu
Onlarin Basbakani ve Bizim Amed
Ya Bu Deveyi Güdeceksin..
Eylül Kiran
Mercan Vadisi Denince
1.lüks siyaset
3.Dil yarasi
4.Digisen degistirecek
5.Kendini kemirmek
6.Cewlik bir siir
7.istanbul saldirilari
8.Ensenizi kabartmayin
9.Ömrüme mektuplar
10.Önce evinden
11.Evet pismanim
12.Köln yürüyüsü
13.Aldatilacakmiyiz
2.bin ladin
Ön söz
Anlasilmamak
Sözün bittigi yer
Pircan yaylasi
Cölasan'a mektuplar-1
Cölasana'a mektuplar-2
Cölasan'a mektuplar-3
Garip haller
Newroz adaleti
Tutsak sevgiler
Düsüncenin fay hatti
Durum ve durumlar
Türk devlet dalaveresi ve biz
Nefret
Bayrak ve tahammül
Cewlik bir siirdir simdi

 

 

 DÜŞÜNCELERİN FAY HATTI    

           

                                                                                               28/05/02   

 

Depremlere sebep olabilecek doğa pozisyonunun fay hattı, onun şuurlu bir kusuru değildir. Ve insanlık, doğa felaketlerini,onun bilinmez sebep ve sırlarını  bir hayli   çözmüş durumda. Bir de, insanlık ‘insan’la  uğraşmakta. ‘İnsan felaketi’, doğa felaketinden daha çok ağır, daha çok zordur. Biçimsiz akan suyu düzenleyen akıl, suyu kesen, kendi politik, ekonomik egosu için  kulanan akıl ile uğraşmak zorunda kalmıştır. Üreten, güzelleştiren akıl, talan eden, gasp eden akılla uğraşmak zorunda kalmıştır. İnsanı merkezine koyan humanistin de akıldır, saltanatı, iktidarı, serveti aşkına insanın felaketi üzerinde  oturanın da akıldır.

Ehmedé Xani,lerin, Pir sultanların’ da akıldı,  Beko’ların, Hızır paşa’ların,eli kanlı padişahların, cümle ırkcıların da akıldı.

Dünyayı, ülkeyi, kendi saltanatı, politik ve ekonomik çıkarları için kana bulayanlar ‘akılsız’ değiller. Kalçalarındaki tabanca ve oturdukları devlet iktidarlarının ceberruttundan başka güveni olmayanlar, sermayeleri aşkına, babalarını bile asanlar akılsız degiller şüphesiz. İşkenceci, işini bilerek seçmiştir. İnkarcı inkarını,yalanını bilerek yapar.İşgal coğrafyalarında kanlı kılıçlarını bilerken sevinenler, bu günün mitralyöz ve ağır silahların hedef aldıkları insan için tetik çekerken sevinebilenlerin soyundadırlar.
Böyledir övünmeleri, sevinmeleri böyledir onların.Ahlaktan yoksun olanlar, vijdan duygusunu taşımayanlar, insanı merkezine alamazlar.Düsüncelerindeki fay hatı, engeldir buna. Fay hattını taşıyan deprem bölgelerinde bir ölçüde tahliyeler  ve boşaltılarak çareler bulunabilinir.Düşüncelerdeki fay hattı böyle değildir. Onu taşıyanlar, bir politikacıdır,parlementerdir, profesördür, sokakta karşılaştığımız her hangi biri, mesela kravatlı bir işkencecidir bize ‘kibarca’! bir şeyler sorar. Katildir, ‘İnsan hakları’ konusunu açmışız da ‘insani’! bir şeyler söyler. Bir darbecidir, demokrasi üzerine nutuklar atar. Bir soykırımcıdır, yaptıgını gizleyemezse,’insanlık için’! yaptığını söyler.

Düşüncelerinde ‘fay hattı’ olanlar, sadece o fay hattının tedbirlerini alırlar. Dikta sistemlerinin kanunları, taşıdıkları fay hatları içindir. Onları terk etmek yerine, alınan tedbirlere karşı uğraşıyor insanlık.

 

                       X              x             x           x          x

 

Eğer sizin başkalarının düşüncelerine, rengine, kendisini istediği gibi ifade etmesine tahammülünüz yoksa, düşüncenizde ‘fay hatları’ vardır. Kendiniz için ne istiyorsanız, başkaları için de onu istemezseniz yine öyle.( her halde kimse allahtan belasını da istemez!) Hangi elbiseyi, hangi yemeği seçmeniz nasıl ki özgür tercihinizse, başkasının da insana ait tüm tercihlerine saygılı olmak zorundasınız. Kendi politik, ideolojik tercihinizi başkasına önerebilir, tartışabilirsiniz ama dayatmak ve onu zoraki kabul ettirmek için şiddet uygularsanız, ‘fay’lısınız. İnsana ait, onun ‘olmazsa olmaz’ temel sorunlarının çözümü, onu çözümsüzlüklere iten ‘faylı düşüncelerin’ tedbirlerini almakla asla olamaz. Demokratik bir sistemde de tedbirler vardır ama demokratik sitemdeki tedbirler, ‘Fay düşünceli’ tedbirler değildir. Orada bir kesimin, kendi rengini,politik tercihini ön plana koyup,bütün diğer kesimlere dayatmanın ‘güvenliği!’ yoktur.Güvenlik, bütün toplumsal temel sorunların, hak ve özgürlüklerin, farklı fikirlerin birlikte yaşayabilmesinin tedbirleri anlamındadır. Siyaset diye avanta, güvenlik diye çetecilik yoktur. Ekonomik diye rantcılığın kanunlar arkasında derinlerde besiye çekilmiş ‘felaket tacirleri’ yoktur. ‘Devlet sırrı bir namustur onu mezara kadar götürmek lazım’ diyen Mehmet ağarlar’ların, kanlı perdesini açarlar orada.’ Gel bakalım, şu namus meselesi edebiyatıyla örtmek istediğin cinayetleri anlat da, serdiğin cesedlerin ne zamandan beri ‘namus meselesi’ olduğunu biz de bilelim’ derler.Çünkü demokrasilerde her şey insan içindir. ‘fay hatlı’ politik sistemlerde ‘her şey devlet içindir’. Esas fark budur. Birisinden devlet kutsaldır,diğerinden insan. Birisinden devletin, topluma, insanlara hizmet eden bir kurum olgusu var, diğerinde insanın devlete hizmet etme anlayışı var ve insan hak ve özgürlükleri, vatandaşlık hakkı, devlete hizmet hakkı olarak işlenir.

 

                                 X           x                x          x

 

Türkiyede ‘cumhuriyet’ denilen fay hatlı politik sistem, ‘vatandaşlık’ diye insan hak ve özgürlüklerinin hukukuna karşı hep özel tedbirler almak zorunda kalmıştır. Tekcilik tercihi, tarihin bir cilvesi olarak ‘resmi’ olabilir. Fakat bu çare degil ki..zaten ideolojinin ‘resmileşmesi’ fay hattını beraberinde taşımasıyla başlar.Ve siz, her alandaki çıkarınız için sarılmak zorunda kaldığınız ‘resmi ideolojiyi’ toplumun çıkarı gibi göstermekten başka seçeneksiz kalmaya mahkum olursunuz. Resmi ideolojinin insanlara ihtiyacı olabilir, fakat insanlığın resmi ideolojilere hiç mi hiç ihtiyacı yoktur.Kendisini özgürce ifade etme hakkı, dilini, kültürünü özgürce kullanma hakkı, edebiyatını sevme hakkı, kimlik hakkı, Pekin’de de, Venezuela’da da, Diyarbakır’da da aynıdır ve insanlar içindir. Farklı fikir ve düşünceleri savunma hakkı da insanlar içindir. Fakat kendi düşüncenizi,kendi fikirlerinizi, başkalarının fikir ve düşüncelerini yasaklama ve onlara zoraki dayatma  gerekcesi yapma‘hakkı’nız, insanlar için değil, sadece sizin içindir. ‘resmileşmiş’ ideolojinizin size verdiği bu imtiyazı kullanmanız, çare değildir. Sonra insanlığı uğraştıracak çok tedbirler alırsınız. Başkalarının hakkı üzerinde oturduğunuz servetlerinizin çıkar aşkına boğulmamak için vahşetlikler sergilersiniz. Bu da çare  olsaydı, sadece güvendiğiniz güçle ebediyen ayakta kalınsaydı, koca imparatorluklar, güçlü denilen devletler tarihin çöplüğüne atılmazlardı.

Türkiyede, kirli,karanlık işler yapan, vahşice insan katleden biri, rahatlıkla’ ne yaptımsa devlet için yaptım’ diyebiliyorsa, bu fay hatlı politik sistemin, insanlığı ne kadar ayaklar altına aldığının, devleti ne kadar kutsadığının ufacık bir detayıdır.’Resmi ideolojinin ‘tedbirleri’ gereği, oluşturulan sözde hukuk, insanlık için değil, devlet içindir.Ondandır ki mesela bir Çiller, yine başbakan olarak, ‘ susurluk’ canilerini kastederek,’ bu devlet için kurşun sıkan da kurşun yiyen de şereflidir’ diyecek kadar insanlıkla alay edebiliyor.

Ensenizi boşa karalatıp, kara kara düşünmeyin, insanlık bütün bu ‘fay hatlı’ uygulamalarınızdan,  politik rezaletinizden, lanet aklınızdan, inkarınızdan, işkencelerinizden, yalanlarınızdan, aptallıklarınızdan kurtulacaktır.

Fakat bedeller ödeyerek....

Bu da insanlığın ‘kaderi’ olsa gerek.

 

İlhami Sertkaya