ACABA ALDATILACAK MIYIZ
Bu sorulu başlığa hemen bir
cevabı vemek istiyorum:Eğer Türk devletinin ‘alaturka’ oyunlarından dersler alabilmişsek,eğer
tarihsel hafızamız zayıf değilse,eğer politika arenasında ‘sevmelerimizin’ merkezine
şu ya da bu partiyi, kişiyi, kişileri değil de, bütün bunları da içeren ulusal çıkarımızın
hesabını yerleştirebilmeyi becerebilmişsek,eğer küçük hesaplar içeren ve bizi kendi kişisel
duygularımıza mahkum eden o lanet hayatı aşmış, ulusal kaygıya erişmiş, ulusalca
gülmeyi, hüzünlenmeyi, sevinmeyi becerebiliyorsak hayır....
Değilse aldatılacagız.....
Kürdistan tarihinde, kurtuluş
hareketlerimizde, bu aldatmaların ve aldanmalarımızın, yenilgilerimizde çok önemli payları vardır.Bu
bir kader değidir ve kimseler bizi ‘bir şey bilmiyorlar, ince oyunları anlamıyorlar’ saptamasına
gitmemeli.
Biliyoruz ve ‘tarihe bırakmadan’
tarihleşecegiz.Acaba, hiç bir kürdistan yurtsever politikacının savaş
alanlarında adeta diş ve tırnakla sökülüp alınan kazanımları gölgeleyecek, geriletecek plan
ya da planlara derinden davetiye çıkaracak ‘süslü’ açıklamalar yapacak lükse hakkı var mı?
Amerika’nın Irak’a
mudahalesiyle başlayan süreçte bizleri ‘aldatma’ propagandalarının merkezinde iki temanın
işletilmesi, dikkat çekicidir.
Birincisi,İsrail-Yahdi
planı, İkinsisi Amerika ile işbirligi söylemi.
Kürdistan tarihinde ne zaman bizim
lehimize bir gelişme olunca,’tedbir’ diye o lanet olasıca
şiddetin yanı sıra, benzeri propagandalar ısıtılıp, gündeme konulmaktadır.Kürt sorununun
çözümünü, dünya politik arenasında yalnızlaştırma, desteksiz
bırakma ve böylelikle kolayca bastırmayı hedeflemenin kendisi olan bu propaganda sahipleri, gelin görün ki
kürdistanı işgal eden, kastrı-şirin ve lozan antlaşmalarıyla
aralarında dörde bölen, dilini, kimliğini, kültürünü, yasaklayanların kendilerdirler.Gelin görün ki,
‘Emperyalizm’ ya da ‘yabancı’ dedikleri ve kürtleri her önemli aşamalarda bunlarla ilişkilendirme
propagandaları yaparlarken birzat aynı güçlerin kucaklarında oturduklarını,onların destekleri
sayesinde ayakta kaldıklarını ‘unutmadan unutturabileceklerini’ sanıyorlar.
TC bunların desteğiyle
kurulmadı mı?Atatürk, ingilizlere ‘Bu cumhuriyeti biz sizinle birlikte kurduk, birlikte yaşatmalıyız’
derken, kürt isyanlarına da ‘İngiliz kışkırtması’ diyordu.
Güler misiniz ağlar mısınız...?
‘Yabacı kışkırtması...!!.’
Sen kimsin..? Sen ‘yerli ‘ misin kürdistan’ da.?
Bir ‘Alicengiz’ oyundur
kürtlerin üzerinde oynanan.
Güney kürdistanda federasyon görüşmelerinin
olduğu bu günlerde, bu ‘Alicengiz’ oyununun adı şimdi ‘İsrail planı ve Amerika
işbirliği’dir.
Türkiye, İran, Suriye bu gelişmeler
karşısında paçaları tutuşmuş durumda, bu gelişmeleri bastırmak için elinden geleni
yapmakla meşgullar.
Gün gelmiş, Kürdistan’ın
güney parçasında bilinen fırsatı tarih kürtlerin önüne koymuş.Ve tarih adeta kürtlere sesli konuşuyor,’yararlanmayı
becerin artık, ve kazanın’diyor.Tarihin adeta sesli bagırdığı
bu kazanım, bütün kürtleri ilgilendiren ulusal kazanımdır.Düşmanlarımızda kaynaklanan ve bilinçli
ortaya atılan böyle propağanlar anlaşılıyor, bunu bir kenara atalım.Düşman zaten düşmanlığını
yapıyor, peki ‘dost’ da dostlugunu yapıyor mu acaba?
‘Ulusların kaderlerinin
tayin hakkını’esas olarak kürtleri aldatmak için programlarına koymuş ne ‘tuzak’cılar
gördük biz.Yine kürtleri aldatmakla görevendirildiklerini gizlemekle sürdüren, sözde kürtlerin haklarını savunan
ve ‘ne hikmetse’! kürt özgürlük mücadelesi ciddi boyutlara ulaşınca ‘amalı-fakatlı’çeşitli
gerekcelerle karşı çıkan ne ‘demokratlar’ biliriz.
Barzani- talabani feodalmış....!
‘anti feodallıgınızı’! yesinler sizin.Güney kürdistanda bu ‘feodallerin’ palamentosunda,
bütün siyasi arenada, her mezhebin, dilin, kültürün temsili vardır.Ortadoğuda model ve en ileri bir siyasi irade
oluşumunun sahipleridirler.Bu ‘feodaller’ sözde desteklediğniz Yaser arafattan daha mı kötüler?
Bir halkın varlığına ‘anti emperyalizm’ numaralarıyla oynaya oynaya, Türkten başka
hiç bir dile, kültüre, kimliğe, edebiyata tahammül etmeyen ve desteklediğiniz
türk devletinin resmi kafatascılarından daha mı kötüler?
Güney kürdistan da halkımızın
ivme kazandığı özgürlük hakereketine ve bu köle statukosundan kurtulma aşamasından gündeme gelen
federasyon talebine tahammül etmeyen kim olursa olsun insanlık karşısından suçludur.Başka bir halkın
siyasi tercihlerine, gelecegini özgürce belirleme hakkına ne hak ve isimle karşı çıkıyorsunuz? Otonamsa,
federasyonsa, bagımsızlıksa her ne model olursa olsun, size ne? Barzani’yi Talabani’yi sevmeyebilirsiniz,
bu size bir halkın siyasi tercihlerine mudahale etme hakkını veriri mi?
Kimseler bize Amerika’yı
anlatıp, İsrail siyonizm dersleri vermesin.’anti emperyalizm’ nutukları çekmesin kimse boşuna.Amerika
‘yeniden keşfedilmiyor’ ve Amerika ‘kürtlerin babasının oğlu’ değildir.Amerika
kürtleri ‘kurtarmak için’ de Irak’a mudahale etmedi.Kürtler, her halkın yaptığı gibi
bu çelişkilerden yararlanmasını (maalesef sadece bu kez) becerdiler.
İşte ‘resmi üçlü
çete’nin (Türkiye, İran, Suriye devletlerinin) dertleri budur.Her boydan politik yandaşlarının dertleri
işte kürtlerin bu kazanımlarıdır.Aynı Amerika Afganistan’a da mudahalet etmişti. Kimseler
bu kadar ‘kıyamet koparmadı’ ne hikmetse.Çünkü Afganistan’ın Kürdistan’ı yoktu
da ondan.
Dünyada hiç bir devletin(petrol
dertleri olabilir, vardır da, ama) kürtlerin dilini, kültürünü, edebiyatını, kimliğini, yasaklama, inkar
etme derdi yok.
Amerik’nın da İsrailin’de
böyle bir derdi yok, kimi tekrar kandırmaya kalkıyorsunuz?
Kürler daha kimliklerini dillerini
edebiyatlarını bu insanlık ayıbı yasaklardan kurtarmakla meşgul, hangi masalları anlatıyorsunuz
sizler?
Kimden ve kimler tarafında
olursa olsun, her ne gerekçe ile söylenirse söylensin, güneyde halkımızın federasyon talebine, özgürlük istemlerinin
siyasi ve resmileşmeye yönelik çabalarına karşı duran bütün söylemler uğursuz, pratikler zulümdür.
Bütün gücümüzle güneyde yanan bir
parça özgürlük ışığının sönmemesi söndürülmemesi için kenetlenmeliyiz.
Evet bu gelişmeler kuzeyde
de dogu kürdistan’ da da olabilirdi ne fark eder? Doğusu, kuzeyi,güneyi ile dörde parçalanmış, sömürge
statukosu bile kabul edilmeyen bu acı gerçeklik, bu adı bile daha yasaklanan kürdistan hepimizin değil mi?
Bizleri aldatmak isteyenler hep
oldu,olacak. Peki aldatılacak mıyız?
Bu da bügün güney parçasındaki
gelişmelere karşı yaklaşımlarımızın aynasında net görülecek. Bugün güney kürdistana
yaklaşım, dost düşman her kesimin siyasi kimliklerini ortaya çıkaracak açık bir sınav arenasıdır.Hiç
bir kürdistanlı yutseverin bu sınavda ‘kalmasını’tarih istemez.Çünkü tarih, bu sınavda
kalanı asla af etmez.
İlhami Sertkaya
|