ANLAŞILMAMAK
Anlaşılmamak ve
anlaşılmak istenmemek, farklı olsa da kücük hesaplar zihniyetidirler. Birinde bilinçli bir aptallık vardır,diğerinde
doğal bir aptallık. Bilinçli aptallık,derin hesaplar uğruna, tahammülsüzlüklerini anlamak istememekle
süsüleyeyerek, sürekli acımasız tiyatrolar sahnelemeye mahkum olmaktır. İnsanlık nezdinde haksız
olduğunu bildiği halde, ömrünü bu tiyatrolarla uzatmak icin, bütün çarelere baş vurur.Çünkü ekmek kapısı
bir kere öyle açılmıştır. Bit, yağlı, kirli ortamda ürer. Bitin oluşmaması için, paslı,kirli
yerleri temiz tutmak yeterlidir. Hırsız, hırsızlık yapamayınca canı sıkılır.Onun
en mutlu anı işini, başarmış olmasıdır. Bu da bir derece anlaşılıyor ve
onu o lanet işte alıkoymak için, onun hırsızlık yapmaya iten ortam ve sebepler ortada kaldırılmakla
mümkün olur.Toplumsal ve siyasal kulvarda da böyledir.Bu alanda bir de bazı alışkanlıklar var ki, çaresi
sadece demokrasi ve onun hukuku olsa da, kolay oluşmuyor.
Dillerin, kültürlerin düşünce
özgürlüklerinin insan hakları için olmazsa olmaz koşulu olarak bilinmesine
rağmen, buna karşı çıkmayı anlamak istememkle süsleyip sürdüren zihniyetin ve onu alkışlayanların
çağımıza has olmayan istisna felaketi daha orta yerde duruyorsa, türkiye nasıl ‘düze’ çıkacak?
Bahçeli, çinde ‘türklerin
haklarını sıfır düşünerek’! savunurken, türkiyede kürtlerin insani, dil, kültür hakları
için ‘ üç kere düşünmek lazım’ diyor.
Akrep alışkanlığı...
Dünya aleme hak olanın,
kürtlere hak olmasını anlamak istemiyor. Uzaklarda ‘tilki’ Türkiyede akrep..tabi bu cumhuriyet denilen
devletin ürettiği akreplerdir.
Akrep kurbağaya rica
etmiş, kendisini gölün karşı tarafına geçirmesini söylemiş. Kurbağa akrebin kendisini zehirleyeceğini
söylemişse de,akrep ‘olur mu öyle şey,ben seni vurursam ben de batarım’ demiş. Kurbağa
inanmış,almış sırtına akrebi gölde yüzmüş.Yolun ortasında akrep,kurbağayı
vurmaya çabalamış.Kurbağa,’aman ne yapıyorsun ikimiz de batacağız ‘ demiş.
Riskli hamlelerle karşıya geçmişler.Kurbağa sormuş,’ yahu akreb sen kafayı mı yedin,
nerdeyse ikimizi de batıracaktın’ demiş.
Akrep:
Kurbağa ne yapayım
benimki alışkanlıktır, huydur işte..’
Türkiye’ nin anti
kürt, tekcilik, tahammülsüzlük politikası da böyledir işte. Sıkışınca hep ‘ kardeşlik’
edebiyatı yapar.Ama işe gelince ‘şu kardeşin hiç bir hakkı’ yokmuş!
‘Kardeşini’!
anlamak istememesi bir tarafa, ona tarihin en acımasızlıklarını yaşattı, yaşatıyor.Tabi,
kendisi de ‘rahat’ görmemek zorunda. Rahatı sadece, Çillerler, bahçeliler, Ağarlar, Çeteler, rantcılar
gördü evet. Her kes hemen hemen savaşta, acımasız ortamlarda, enflasyonlarda, dilenci noktasına getirilmiş
Türkiyede payını alırken, bunlar, bu ‘dumanlı ortamda’ siyasi, ekonomik yatırımlarına
yatırım kattılar. Ne savaşta bekleyecek gidenleri vardı, ne ciger yarası görürlerdi..ne ateşe
kılları değerdi, ne de soğukta elleri ve servetleri donardı. Akrepler saltanatı...
Bu kesim, işte böyle
bir türkiyeyi hep sevdi. Bu kesim, işte ondandır ki demokratik ve insani talepleri anlamak istemedi ve istemezler.Buna
kendi o uğursuz çıkarları için bilinçli aptallık denir.Ya bu zihniyeti daha alkışlayanlar? Onlar
da doğal aptaldırlar.Beş paraya muhtac ettiklerine alkış çalmanın adı eğer başka
bir şeyse bilemem.
X
x x
Acaba biz anlatamıyor
muyuz? Hayır, somut ve açık söylüyoruz. Dilimizin, kültürümüzün, edebiyatımızın, kimliğimizin,
ulusal rengimizin yasak edilmiş olmasını ve bu yasakları tanımıyoruz. Bunun insanlık suçu
olduğunu söylüyoruz. Hangi demagoji, hangi gerekce bu insanlık ayıbını ‘haklı’!
çıkarabilir?
Anlaşılmıyor
muyuz?
Gülünçtür
Anlaşılmak istenmiyoruz. Peki
yetmişi alkın yıldır anlaşılmak istenmemiz neyi çözdü ki..? Yetmişi aşkın yıldır
ki bu anlaşılmak istenmediğimizin bilinçli aptallar tiyatrosunu seyrediyoruz. Tabi sadece seyretmiyoruz.
Çünkü mesela benim ay tutumlarına
tenekeler çalan çocukluğum sizlere ömür! Çünkü ‘alavere dalavere kürt heso nöbete’ sizlere ömür!
Şimdi anlaşılmak
istenmemizin hangi safhasındasınız acaba?. AB ye girmek, global dünya ile bütünleşmek, ‘çağı
yakalamak’ ‘akrep alışkanlıklarıyla’ olmaz. ‘anlaşılmak istenmemiz’
gibi keyfinizin kahyasını ‘aptallaştırdığınız alkışcılarınızdan’
başka kime anlatabilirsiniz? Evrensel kültürün anlaşılmayacak hiç bir yanı yok. Politik rüşvetler
vererek de anlaşılmak istenmemizi sürdüremezsiniz.Osmanlı bu rüşvetleri çok dağıtmıştı.
Sonunda o rüşvetler da onların başlarını yememeye yemedi. Osmanlı Çilerlerinin, ağarlarının,
çetelerinin, rantcılarının, çölaşanlarının, dalkavuklarının mezarları bile bilinmiyor.
Kalan bir müzedir bir de, paslı raflarda utanılası kanlı hatıralar.
Değer miydi?
‘akreplere’
göre değer. Çünkü sorun, elde edilmiş servet ve saltanatın korunmasıdır. Diğer kullandıkları
kavramlar, vatan millet, birlik vs koca bir masal. Bunu, karnı ac, ’ yukarda allahın, aşağıda
devletin dediği olur’ diye aptallaştırdıklarınızın bilmeleri sorunudur. Bizim ve
başkalarının değil. Onlara başka anlatacağınız şeyler de olmalı AB yoluna
düşmüşken. Onlardan ve kendinizden başka kimseyi kandıramazsınız ki..
Acaba anlaşılmıyor
muyuz daha....?!
İlhami Sertkaya
01. 07.02
|
|