imaj.ilhami.jpg

Durum ve durumlar

Home
Düsünce ve Kolay Ezbercilikler
Aynayi Kendine Tutmak
Acayip Seyler
Aliskanliklarin Psikolojisi
Nuray Erenler ve Muratlarina Ermeyecekler
Linç Kültürü
Hiç Olmak
Manzaralar ve Biz
Karerce Bir Isik Yakmak
Bu Bir Borc Yazisidir
Su Insan Kizi de Garip
Karer Siteleri
Tarihin Tarihsizligi-2
Tarihin Tarihsizligi-1
Bulanik Sular ve incik Boncuk
Hallerimizden bazi haller
Durgun Gölleri Karistirmak
Tarih Masal Olsaydi
Kani Yado
Lozan Ve Oynanmis Kaderimiz
Ne gariptir bu Insanoglu
Onlarin Basbakani ve Bizim Amed
Ya Bu Deveyi Güdeceksin..
Eylül Kiran
Mercan Vadisi Denince
1.lüks siyaset
3.Dil yarasi
4.Digisen degistirecek
5.Kendini kemirmek
6.Cewlik bir siir
7.istanbul saldirilari
8.Ensenizi kabartmayin
9.Ömrüme mektuplar
10.Önce evinden
11.Evet pismanim
12.Köln yürüyüsü
13.Aldatilacakmiyiz
2.bin ladin
Ön söz
Anlasilmamak
Sözün bittigi yer
Pircan yaylasi
Cölasan'a mektuplar-1
Cölasana'a mektuplar-2
Cölasan'a mektuplar-3
Garip haller
Newroz adaleti
Tutsak sevgiler
Düsüncenin fay hatti
Durum ve durumlar
Türk devlet dalaveresi ve biz
Nefret
Bayrak ve tahammül
Cewlik bir siirdir simdi

 

                    DURUM VE DURUMLAR

 

Fransız kraliçesi Mari Antuanet, sarayın yakınlarında birikmiş kalabalığa bakarken, hiç şaşılası bir soru geçmemişti içinden.Onun bakışlarını saray hazinelerine endeksleyen duygularıydı şüphesiz.Uzaktı ona fransanın çamurlu geceleri... aclıklar, hayat açmazlıkları...ve giyotin sahnelerindeki yasal vahşetler, birer eğlenceydi ona.Ve anlamazdı kalbalığın haykırışlarını..ondandır ‘ekmek isteriz’ diye kopan çığlığa boyun kırarak normal bir hayrete düşmüştü ve içinde ‘ aa bunlar ekmek istiyorlar yok mu sanki!’ diye bir aptal sessizlik  geçmiş olmalı ki:

-Ekmek yoksa Pasta yiyin demişti...

Ondan ne saray, ne hazine, ne de kraliçe rengarenklilikleri değil, işte bu aptal söz kalmıştı geriye.

Yasal bir ‘meçhul’ eklenirken halkasına, rüzğar diyelim uzak bir Mardin, Amed gecesinin kan kokusunu cılız bir ses edip vururken Ankara’nın meclis duvarlarına, mebuslar, agızlarında ‘hukuk, istikrar!’ şarkılarıyla aybaşı maaş günlerine endeksli düşleriyle dünyalarında çıkıp neden başlarını agırtsınlar ki? Sonra Bir yığın ‘iş’ varken... Amerika’nın Irak’a saldırı planaları içinde, bu pastada ‘yağlı pay’ var hayal de olsa.. sonra ‘kerkük’ şarkısı var, Türkmen oyuncağı var..ve ‘yurtta sulh cihanda sulh’! perdesi, tahamülsüzlüklerinin komik çelişkileriyle dolu yamalı bir bohça, kara bir tarih başlarında bela, sırtlarında irin bağlamış bir kambur varken...yıpranmış klasik söylemleri harcayanların,’vatan aşkına kan’ dökenlerin,köy yakanların,’ çakıl taşı’ edebiyatı yapanların, alttan gelen ( malesef dağınık) bir dalgayla ‘baraj’ hüsranına uğrayacaklarını düşünemeyenlerin ‘oğlum, kızım akıllı ol’ diye ‘Kürdi makamında bir şok şarkısı’ kulaklarında vızıldansada.....dinlemeseler bile...ve işte bu (dağınık ) dalganın ‘becerikli’! beceriksizleri olan ‘sol’ ya da ‘demokrat!’ kesimlerin sırt boşluklarına binerek, bindirilerek AKP iktidara çıktı. Sadece yeni olan, genel kurmayın izni, Amerika’nın onayıyla hizaya getirilmiş ‘yeşil sermaye’ dünyasının bukalemun,ve ‘derin’ devletin istediği yöne çekebildiği, resmi ideolojinin ‘islam’ etiketli tiyatrosuydu sahnede. Olmayan becerileriyle  DEHAP’tan uzak durup,bu sahneyi seyretmenin olanaklarını kısmen hazırlayan ‘sol ve demokrat’lara Şunu söylemek kaldı şimdi:

-Efendim afiyette misiniz? Durum ve durumlar nasıl...?

‘Ve yakınıp güldürmeyin, ciddi değilsiniz’ söylemek bir de...

 

                   xx x          xxx           xxxx

 

Alkışların ve ihanetlerin kaygan zeminde olduğu bir durum içindeyiz adeta. Buna güncel bir duyarsızlığın iklimini de eklersek, açıktır ki,bugün Türkiye’de demokrasi mücadelesinin de kendisine endekslendiği kürdistan demokrasi politik potansiyelinin sorumlulukları büyük, rolü önmeli,işi zor.Buna göre polikalarını ayarlamayan, hesaba katmayan, kulak vermeyen karşı politikanın sahipleri,arenada uzun ömürlü olamazlar.İsterlerse bunu ecevite,bahçeliye, mesut yılmaza sorabilirler....alışagelmiş ninniler, klasik politikalar, günümüz dünyasının demokrasi bilinç duvarına çarpıp durmaktadır.Ama Duramamaktadır. Değişim rüzgarı  kuşatmaya esiyor yeterince olmasa da...ne yapacak  bu durumda AKP? ‘yeşil sermaye’ çerçevesinde sözde bazı reformlar yapıp bir müddet oyanalabilir bekli...incik boncuk sözde reformlar, çözülmesi gereken temel sorunların duvarlarına çarparlar. Eskiler de, bu temel sorunların kıyılarına bile yanaşmadıkları için hüsrana uğradılar.Dünyada kendisini kandırmanın, o yüzden en büyük ahmaklığın türkiye resmi eğemen sistem politikacılarına ait olduğunu söylemem gerekir.Canım öyle istediği için değil,öyle olduğu için.’yerel dillerde’! kısıtlı da olsa tv de yayın yapma yasallıgında bahsedilirken,’Tayibi sultan’ Rusya da karşılaştığı kürt işcisiyle ile beklenmedik diyaloğunda ‘Kürt sorunu yoktur böyle inanmak gerkir, böyle inanırsanız yoktur’ gibi ‘yeşil sermaye’ makamında ‘Allah aşkına’! inkar  şarkısı söylerken hüsrana doğru gittiğini belirtmiş oluyordu. Gerçekten inandığınız allah bunu kabul eder mi???

Boynunuz devrilsin......!!

 

                                Xx      xx            xx            xx          xx

 

Politikanın cehennem üçgeninde, hiç soğumayan ortadoğu,güney kürdistan,Irak, Amerikanın savaş rüzğarındadır.Türkiye, işte bu yeni ahmak hükümetiyle şer politkasının hesabını yapıyor.’savaşa hayır’ diye çıkan cılız sesi pek ciddi görmüyorum. Çünkü bu ‘ses’Türkiyede savaşın ve barışın da kaynagı olan Kürt sorununun dayattığı barışa da ‘evet’ diyemiyorsa nasıl ciddi olabilir? Bilinir ki derin devletin kendi ‘solcu demokrat’! muhalefeti de var.Vitrinler aldatıcıdır, arka bahçelere inmek gerekir.Kaç yıldır patlamayan silahlara, dökülmeyen göz yaşlarına,  akmayan kana,cesetsiz, çatışmasız manzaralara, haberlere gerçekten razı mısınız..? Anlamlı ve temel soru bu, farlklılıklar oluştursa da gündemlerin dayandığı soru budur.Ve cevap da ona göredir.Amerika, Irak eksenli savaş olasılığınında dogru tavır da yine bu cevaplarınıza göredir.Oluşturulan gündemlerin peşine sürüklenmek degil, büyük, çözümleyici cevaplar isteyen soruların gündemini oluşturmak sürekliliğini sağlamak gerekir, yoksa yapay gündemlere sürüklenir gidersiniz..İşte politik cambazlıklarla yapay gündemler oluşturup gününü kotarma alışkanlıklarından vaz geçeceğe benzemeyen ‘ yeşil sermaye’ nin islam etiketli akp hükümeti, Necmettin erbakanın da resmi inkarcı zihniyetin attığı şamarla susturulmuş olmasından  sinmiş olmalı ki, muhalefetten yaptıgı  sözde resmi ideolojiye muhalif kimi söylemleri de alelacele bıraktığını göstererek iktidarını sürdürmekten yana.Ondan dolayı kendi etkisi altındaki ‘İnşallah maşallah’lı kesimlerden de kan kaybına ugrayacak. Devraldığı ekonomik enkazın altında da kalkamayacak.’Genel kurmay’!laştığını muhalefetteki gibi gizleyemeyecek seçmenlerin nezdinde.Diğer hükümetler gibi icazet illahların çerçevesinde maceracı bir dönemde olduğunu bilmiyor değil.AB ve demokrasi baglantısında söylemeyip söylettildiğinin kör kuytularına girmiş olduğunu uzun süre gizleyemeyecek.O, aslında eski klasik politikacı hükümetlerin aşındığı bir ortamda, ‘yeni’ve aldatmacı bir profil çizebildiği için iktidar olabildi.Şimdi bu ‘farklı’! diye yutturabildiği biçimin, biçimsiz bir aldatmaca olduğunu göstermektedir.’sonucunu görecegiz’ demek yetmiyor.Belli olan maceracı ve inkarcı şarkılar söyleyenlerin zaten bilinen akibetine karşı, bir türlü yeterince anlaşılmayan temel sorunların çıplak gerçekliklerini, anlamak istemeyenlere karşı caydırıcı ve alternatif politkanın potansiyelini örgütlü olarak yükseltmekten başka bir gerçek kalmamıştır.İşte bu gerçege sarılmak, bunun gereklerini yerine getirmek esas görevdir.İçinde savaş olasılıgınını da barındıran ‘tayibi sultan’ iktidarının türkiyesinde ‘durumlardan durum’ biraz net ve böyledir.Politikanın kendisini çıplak gösterebildiği çetin kavşaklara doğru gidiliyor.Korunmak istenen şey,  statukocu,

inkarcı zihniyetse, demokrasi güçleri dayatmasını ‘kavşak’ eveli yapmalıdırlar. Kavşaklarda ‘bir şeyler unutmak’, ya da fırtına evli, içinde fırtınanın ayak seslerini taşıyan sessizliklerde kavşaklar için gereken nefesi,potansiyeli düzenlememenin aymazlığını, çetin pratik kabul etmez.

‘Tayibi sultan’ın’ gösterdiği durum anlaşılmalı, Türkiyenin sıkışan kavşakları anlaşılmalı.Mari Antuanet’in politik soyundan olan ‘Tayibi sultan’ın, o kahrolası çetin kavşakların birinden söyleyeceği belli olan benzer bir sözü söylemeye mecbur kalıp bizleri acı güldürmeden....

-         Kürt sorunu yoktur diye inanacaksınız...o zaman kürt sorunu olmaz..

-         Ekmek yoksa pasta yeyin demişti kraliçe...

 

İlhami sertkaya

6 ocak 2003