KANİ YADO
Kaniya yado, Çewlik’in yaklaşık dört km
uzaklığında, Xarpıt yolu üzerinde bir noktada olan bir çeşmedir.Adını
efsanevi ‘Yadin Paşa’ da denilen ‘Yado’dan alır. Yado ve benzeri
insanların, tarihimizde oynadıkları rolleri, duruşları, fedakarlıkları,
kahramanlıkları ne yazık ki yeterince daha işlenmemiş olan gerçekliklerini
şimdilik hatırlatarak geçeyim.
Bir gün nasıl olduysa internette bu isimle
karşılaştım. Zaten bu isimin sahibi, yine aynı isimle bir site açmıştı. Bu
site’nin başına gelenler, derler ya, ‘pişmiş tavuğun başına gelmesin’.
Ben de
‘Memleketim kokan’ bu isim ile oluşmuş siteye, yazı yazma önerisini severek
kabul ettiğim için ‘karınca kararınca’ makaleler yazdım. Başlanan bu sıcak
diyalogumuzda, süreç içinde biri birimizi daha da tanımaya, tanıdıkça da,
netleşmeler oluştu haliyle. Bazı diyaloglar var ,pek ilerletici olmadığı
gibi, geriletici bile olabiliyor. Bazı diyaloglar var, başladığından hemen
sonra, kısa-uzun bir zaman diliminde biterler. Bu durum aslında kişinin
‘kendi dünyası’na, ilgi alanlarına, düşlerine, varsa amaç (lar) ına bağlıdır.
Bazı insanlar ‘detayların insanı’dırlar.
Söylediğiniz bir kaç cümlenin içinde, sizin ‘dünyanızın’, boş-dolu
yanlarını anlayabiliyorlar. Sonra sizin ‘dolu’ ve ‘olumlu’ yanlarınıza
vurgu yaparlar, adeta ‘işletmeniz’, ilerlemeniz için sizi teşvik ederler. Öyle
ki, bunun için adeta ‘başını ağırtırlar’,çaba sarf ederler. Böyle
insanlar çok da sabırlı, tahammüllü, dayanıklıdırlar. Sanki kendilerine çaba
sarf ediyorlarmış gibi, bütün ‘egoist’ özelliklerden arınmış, birilerini
‘ilerletmeyi’bir vıjdani rahatlıkla insani bir borcu ödemek sayarlar.
Her kesin böyle bir zorunluluğu yok. Bu
özelliklere sahip kimseler yok demek istemiyorum ama her kes değil.
İşte bu özelliklere sahip olanlardandır
Kani Yado…
İnternet dahil, genel olarak teknik
konularda, hemen hiç becerikli değilim.
‘Sen okuyor yazıyorsun, interneti, bu ilgi
alanın için mutlaka bazı yanlarını öğrenmelisin’ dedi bana..Dedi ama, sadece
hani çok rastlanılan ‘nasihat’ süsü olarak asılı bırakmadı, zorladı beni. Ben
‘yıktım, bıktım’ hiç ısınmadığım bu alanda, o, bıkmadı,
ısrar etti.
Bana, ’amma da bu adam sabırlıymış’ ı kaç
kez dedirtti. Sonra bir yanda kucağına tornunu oturttu çok kez, bir yandan da
adeta ‘kahrımı çekti’.
-Becereceksin,becermelisin dedi…
Karakoçan’ın bir kırsal kesiminden çıkmıştı
hayatın fırtınalı yollarına. Okumuştu, görmüş, geçirmişti, yaygın deyimle
‘pişmişti’.Küçük hesapların, çıkar ilişkilerinin, her alanda bol olduğu bir Asya
toplumunda, bu yalınlıklarla günümüze gelmişti demek istiyorum.
‘Sen bu konuyu iyi biliyorsun bana anlat,
öğrenmeliyim’ diyen bir mutevazi, olgun karekter.
İşte bütün bu özeliklerinden dolayı, ondan
da öğrendiklerim olmuştu. Kitaplar konuştuk, konular konuştuk, okumadığım
bazı kitapları ondan bulmuş, okumuştum. Her halde ben de bazı şeyler ondan
dolayı becermiştim.
İşte ısrar budur, sabır budur, ilerletmek
budur…
Sizin de çevrenizde, ilişkilerinize,
diyaloglarınızda böyle insanlar (az da) olsa vardır.Varsa
şanslısınız demek istiyorum.Tabi bu şansa sahip olduğunuzun
bilincindeyseniz….
İlhami
Sertkaya
|
|